1-Binaların çok yaşlı olması.
2-Temellerinin oturduğu zeminin taşıma kapasitesinin düşük olması.
-Ayrıca Mümkün ise Temel kitle si Bina kitlesinden büyük olan binalar tercih edilmeli, (Yani varsa çekme mesafelerini de kullanan yapılar)
3-Kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarının ye-tersizliği, yönetmeliklere uyumlu olmaması.(Zemin katı işyeri olarak projelendirilen ve yüksek kat yüksekliğine sahip olan yerlerde statik hesapların yönetmeliklere uyumlu olmaması)
-Bodrum katı olan binalar tercih edilmeli.
4- Asmolen olarak projelendirilen yapıların Kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarının yetersizliği, yönetmeliklere uyumlu olmaması ve uygulama hataları.
5-Kullanılan malzemelerin kalitesiz olması.
6-Bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları.
Deprem: “Çok geniş bir alanda hissedilen ve büyük bir alanı etkileyen yer hareketinin ivme hızları ve yer değiştirmelerinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Aynı gün içerisinde oluşan büyük depremler, özellikleri ve sonuçları itibariyle depremler tarihine geçecek niteliktedir. Depremler doğa olaylarıdır. Afete dönüşmesinin nedeni ise insan eliyle yapılmış yapılardır. Yapı üretim sürecinin tüm gerekliliklerine uygun olan bir yapılaşma söz konusu olsaydı, deprem yönetmeliğinin tasarım felsefesine uygun olarak binalar yine hasar alacak, hatta belki büyük kısmı ağır hasar alacak, ancak insanların içerisinden çıkmasını sağlayacak davranışı gösterecek, deprem afete dönüşmeyecekti. Hasar büyük olsa da can kaybı asgari sınırlarda kalabilecekti.”(TMMOB inşaat Mühendisleri odası 14 Şubat 2023 raporu)
“Zayıf Zemin Koşulları:
Her türlü zemin koşullarında yapı yapmak elbette mümkündür ancak bir bedeli vardır. Zemin, üstyapı yüklerini güvenle taşıyacak şekilde iyileştirilmeli, koşullara uygun doğru temel sistemi ve üstyapı taşıyıcı sistemi seçilmeli ve bu tasarım sürecinin titiz bir mühendislik yaklaşımı ile gerçekleştirilmesi ve tasarımın uzman mühendisler tarafından denetlenmesi gerektiği unutulmamalıdır. Tüm inşaat uygulamalarında da gerektiği gibi nitelikli bir denetim gerçekleştirilmelidir. Ancak tarif edilen bu zincirin bazı halkaları çeşitli nedenlerle ülkemiz koşullarında eksik kalabilmektedir. Özellikle, küçük ölçekli müteahhit firmaların bir kısmının bu maliyetleri karşılamaktan kaçınması nedeniyle bu tür zeminler üzerinde yapılan yapıların bir kısmının deprem dayanımının sorgulanmaya muhtaç olduğunu söylemek mümkündür. Sorun yapılabilirlikte değildir. Sorun, bilinç düzeyi, deneyim, etik ve ahlaki kurallar kapsamında toplumsal bir sorundur.
Bu açıdan ülkemiz koşulları dikkate alınarak Şehir Planlama faaliyetleri gözden geçirilmelidir.” .”(TMMOB inşaat Mühendisleri odası 14 Şubat 2023 raporu)